Adanalı bir ailenin çocuğu olarak İstanbul'da dünyaya gelen Gökçen Göksel’in, her yaz ailesiyle çıktığı uzun yolculuklar; kültür ve oyun alanında çalışmasına ilham oldu. Her bölgenin kendine has oyunlarını bu uzun yolculuklarda keşfetmeye başlayan Gökçen, gittikleri her şehirde müzeleri ve antik kentleri de ziyaret ederek en büyük tutkusunun yeni yerler keşfetmek olduğunu fark etti.
Ortaokulda hayatını çeşitli şehirleri gezerek sürdürmek istediğini fark eden Gökçen, bu alanda eğitim almaya karar verdi ve lise ve üniversitede Seyahat ve Tur işletmeciliği Bölümü’nde okudu. Eğitim hayatında gittiği her antik kent ve müzede eski oyunların izine rastlamaya başladı. İnsanların gezerken yanından geçip gittikleri taşlara oyulmuş oyunların daha çok insan tarafından fark edilmesi için çalışmalarına başladı. İlk olarak detaylı bir arşiv taramasıyla geleneksel ve antik oyunları derleyen Gökçen, 2018 yılında Oyun Atlası isimli sosyal girişimini kurdu. Bu girişim ile oyun yoluyla kültürel mirasın aktarılmasını ve kaybolmaya yüz tutan geleneksel oyunları tekrar canlandırmayı hedefliyor. Ayrıca hem geleneksel oyunları sürdürülebilir malzemelerle üretiyor hem de atölyelerle geleneksel oyunlara dair bilgilerin aktarılmasını sağlıyor. Gökçen, Oyun Atlası’nı “oyunu merkezine alan, labirentin içinde kendi özünü arayan, ortak hafızamıza, oyun geleneklerimize, bu topraklarda hayat bulan oyun kültürüne sahip çıkan, tarihin solgun sayfalarından çıkarıp hayat veren, tanık olan, dahil olan, yol açan, anlatan, herkesin hikayesi” olarak tanımlanıyor.
Gökçen Göksel; bugüne kadar Oyun Atlası ile çocuklar, gençler ve yetişkinlerle gerçekleştirdiği atölye çalışmalarında hafıza, oyun, kültür kavramlarını bin beş yüze yakın kişiye tanıtmayı başarmış.
Unutulan oyunların, oyunun güçlendirdiği iyi ilişkilerin ve iletişimin canlanması için çalışan Gökçen Göksel, Oyun Atlası ile kültürel mirası geleneksel ve antik oyunlarla aktarmayı hedefleyerek oyuna ilgi duyan herkesin hayatında fark yaratmaya devam ediyor.