"Hemşerilik" ve "komşuluk" değerleri üzerinden kurulan dayanışma ağı.
Bugün, 2016 yılında yayınlanan Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin Küresel Eğilimler Raporu'na göre; savaşlar, çatışma, zulüm, şiddet ve hak ihlalleri nedeniyle dünya genelinde zorla yerinden edilenlerin sayısı toplamda 65 milyon civarında. Türkiye ise dünyada en fazla sığınmacıya ev sahipliği yapan ülke. Türkiye'de resmi rakamlara göre 3 milyona yakın mülteci ikamet ediyor. Başta devlet kurumları olmak üzere birçok sivil toplum oluşumu da mültecilerin haklarının savunulması ve onurlu bir yaşam sürebilmeleri için çalışıyor. "Mülteciyim Hemşerim" de bu girişimlerden bir tanesi.
Mülteciyim Hemşerim Dayanışma Ağı'nın temelini mahalle dernekleri oluşturuyor. Mülteciyim Hemşerim, "hemşerilik" ve "komşuluk" değerleri üzerinden, Suriyeli mülteciler ile Türkiye'deki komşuları arasında insan hakları temelinde bir dayanışma ağı kurulması, ihtiyaçlara ve beklentilere dayanışmayla yanıt aranması için çalışıyor. Barınmadan beslenmeye, eğitimden hukuki süreçlere kadar birçok farklı konuda bugüne kadar yüzlerce mülteciye destek sağlanmış durumda. Mültecilerin psikolojik destek, sağlık taraması gibi hizmetlere erişimiyle de ilgilenen dayanışma ağı, Küçükçekmece/Yarımburgaz, Avcılar/Tahtakale, Başakşehir/Altınşehir, Güvercintepe, Şahintepe, Şişli/Okmeydanı, Bağcılar/Demirkapı mahallelerinde çalışmalarını sürdürüyor.
Mülteciyim Hemşerim Dayanışma Ağı birçok farklı bileşenden oluşuyor. Onlardan bir tanesi de, Okmeydanı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği sayesinde bir araya gelen kadınların kurduğu "Kadın Kadına Mülteci Mutfağı". Mutfak bünyesindeki 15 mülteci kadın Türkiye'deki komşularıyla birlikte reçeller ve turşular yaparak ekonomilerini güçlendiriyor ve dayanışmayı örüyor. Mülteciyim Hemşerim Dayanışma Ağı mültecilerin mevcut sorunlarını tespit ederek elini taşın altına koydu. Dil, din, ırk ayrımı gözetmeksizin tüm mültecilerin ve mahallelerdeki ,Türkiye'deki komşularının temel ihtiyaçlarının karşılanmasına yardımcı oldu. Mültecilerin temel hak ve özgürlüklerinin takipçisi oldu. Hem sivil toplum alanında hem de mültecilerin hayatında kocaman bir fark yarattı.